İstanbul‘da, çocuk hastalara ketamin isimli uyuşturucu enjekte ederek “Çoklu Kişilik Bozukluğu” teşhisi koyan, babaları tarafından cinsel istismara maruz kaldıklarına inandırdığı öne sürülerek tutuklanan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu ile kendisine yardım ettiği öne sürülen 5 sanık, birinci defa hakim karşısına çıktı. Zoroğlu, savunmasında, hastalara uyuşturucu verdiği argümanına, “Ben torbacı değilim profesörüm.” diye karşılık verdi.
DOKTOR VE KLİNİK ÇALIŞANLARI HAKİM KARŞISINDA
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Süleyman Salih Zoroğlu ile klinikte psikolog olan sanık Ahmet Aktaş, tutuksuz sanıklar Zoroğlu’nun eşi ve klinik yönetimini takip eden sanık Özgül Zoroğlu, hekim sanık Hüsnü Ağca, klinik sekreteri sanık İnci Arslan ve klinikte psikolog olarak misyon yapan Zeynep Akgül katıldı.
Duruşmada bir kısım müşteki ve taraf avukatları da hazır bulundu. Mahkeme heyeti, davaya ait yayın yasağı kararı verdi. Duruşmanın yarın devam edilmesi kararlaştırıldı.
“100 HASTAMDA ÇOKLU KİŞİLİK BOZUKLUĞU VARDI”
Savunmasına Türkiye’de çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konulmuş birinci iki teşhiste cinsel taciz görüldüğünü belirterek başlayan Zoroğlu, mesleksel geçmişini, tıp imtihanında Türkiye 2’ncisi olduğunu anlattı. Aile içi cinsel istismara uğrayan gençlerdeki travmanın Çoklu Kişilik Bozukluğuna (ÇKB) neden olduğunu anlatan Zoroğlu, cin, şeytan görmenin de bir çeşit ÇKB olduğunu belirtti. Zoroğlu savunmasında, “2020’de Bakırköy’de muayenehane açtım. 27 ay çalıştım. 3 bin hastamın 100 adedinde ÇKB vardı. Bana gelen ve teşhis koyduğum çocukların 11 tanesi öteki hekimlerden ÇKB teşhisiyle geldi aslında. Ben aileleri tehdit etmedim tacizi bırakmaları gerektiğini söyledim. Birinci görüşmede ÇKB teşhisi koyuldu üzere bir şey de yok” dedi.
“BEN TORBACI DEĞİLİM PROFESÖRÜM”
Çocuklara ketamin enjekte ettiği tarafındaki argümanlara da karşılık veren Zoroğlu, “Ketamin konusunda güya uyuşturucu unsur üretip satıyormuşum üzere anlatılmış. Biz ketamini hudutlu bir alanda ağır depresyonda ve intihar teşebbüsünde bulunanlarda kullandık. Ketamin 20 yıldır depresyon tedavisinde kullanılıyor. 60 yıldır da anestezik olarak kullanılıyor. Benim kliniğimin etrafında en az 10 adet ketamin infizyon seansı yapan hekim var. Ketamini 4 bireyde kullandık. Ketamin depresyonda mucize bir ilaçtır. Ben torbacı değilim profesörüm. Benim tek misyonum gözü pek olup bildirmekti. 5 adedini bildirdik başımıza gelmeyen kalmadı. Herkes kınadı. Sussa mıydım? Gerimi mı dönseydim?” sözlerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Adli Tıp Kurumunda çocuklara yönelik cinsel istismar hatalarına bakan ve 2016 yılında çıkarılan FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle KHK kapsamında ihraç edilenProf. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu 2021 yılında Bakırköy’de kendisine ilişkin muayenehane kurarak çocuk ve ergen psikiyatristi olarak çalışmaya başladı.
FETÖ’nün İstanbul Üniversitesindeki (İÜ) akademik yapılanması kapsamında da hakkında dava açılan şüphelinin 5 başka çocukla ilgili hazırladığı ve aileleri tarafından cinsel istismara maruz kaldığı istikametindeki raporlar, polis ve savcılığa gönderildi.
Savcılık, emsal tabirlerle mağdur oldukları istikametinde beyanda bulunan çocuklarla ilgili bahislerin arka arda gelmesi üzerine durumu kuşkulu bularakProf. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu hakkında soruşturma başlattı.
Söz konusu soruşturma kapsamında İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Ofis Amirliği takımlarınca yürütülen çalışmada, şüphelinin çocuklara ketamin ismi verilen ve anesteziyi başlatmak hedefiyle kullanılmasının yanı sıra hastayı süreksiz hafıza kaybı ve hipnoz durumuna sokan ilacı verdiği belirlendi.
İlacın tesirinde kalan ve hipnoz durumuna geçen çocukların kuşkulu hekimin yönlendirmesiyle “ailelerinin kendilerine cinsel istismarda bulunduğu” tarafında beyan vermelerini sağladığı belirtildi.
İDDİANAME
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Süleyman Zoroğlu hakkında 21 defa “uyuşturucu yahut uyarıcı husus ticareti yapma yahut sağlama”, 21 defa “eziyet”, 4 sefer “iftira”, 2 defa “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma”, 2 sefer “şantaj”, 2 sefer “uyuşturucu husus kullanımını özendirme”, 1 kere “kişisel bilgileri hukuka karşıt olarak ele geçirme”, 1 sefer “özel hayatın kapalılığını ihlal etme” cürümlerinden toplamda 96 yıldan 972 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede ayrıyeten, Zoroğlu’nun eşi ve klinik yönetimini takip eden sanık Özgül Zoroğlu, klinikte psikolog olan sanık Ahmet Aktaş, klinikte bir müddet çalışan hekim sanık Hüsnü Ağca, klinik sekreteri sanık İnci Arslan ve klinikte psikolog olarak misyon yapan Zeynep Akgül’ün de emsal kabahatlerden mahpus cezalarına çarptırılması talep edilmişti.
