2024 yılında dünyanın kadın futbolu en hızlı büyüyen sporlarından biri olacak.
Ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra kadınların bu güzel oyun oynaması yasaklandığı veya ötekileştirildiği için durum her zaman böyle olmaz; ancak, 1971’de Meksika’da düzenlenen Kadınlar Dünya Kupası hakkında pek çok bilinmeyen birçok nedenden biri.
Yeni bir belgesel olan “Copa 71” aradaki açığı kapatmayı amaçlıyor.
Zengin arşiv kayıtlarının ve turnuvadaki önemli isimler ve oyuncularla yapılan röportajların ilgi çekici bir karışımı, sinema boyunca etkinliğin dikkat çekici geçmişini araştırıyor.
Özellikle Meksika ile Danimarka arasındaki final maçı kadın sporları tarihindeki en yüksek seyirci noktasına ulaştı.

Eski İngiliz futbolcu Trudy McCaffrey, Mexico City’nin Azteca Stadyumu’nda 100.000’den fazla seyircinin önünde sahaya adım atmanın fiziksel hissini canlı bir şekilde sergiledi.
“Bu sadece bir gürültü patlamasıydı. Ve bunu soyunma odasından duyabiliyordunuz. Ve davullardı. Davulların bedeninde gümbürdediğini hissedebiliyordum. İşte bu kadar olanlar vardı. Ve bu davullar maçlar boyunca devam etti, devam etti. Ve sahaya çıktığınızda sesinizi üstünüze çarptı.”
Belgeselde Arjantin, Meksika, Fransa, Danimarka ve İtalya’nın oyuncuları Ağustos 1971’e bakıldığında en iyi performanslarıyla kutlandıkları ve süper yıldız muamelesi görüyorlardı. Çoğunun futbol sahalarında oynamasının yasaklandığı ve bunun yerine halka açık parklarda antrenman yapmak zorunda kaldığı ülkenin çok farklı.
Rachel Ramsey ve James Erskine’in yönetmenliğini üstlendiği tenis yıldızları Venus ve Serena Williams’ın yanı sıra ABD’nin Kadınlar Dünya Kupası’nı kazanan forvet oyuncusu Alex Morgan’ın üstlendiği sinema filmi, 8 Mart’ta İngiltere’de gösterime girdi.